Şiddet Toplumu - Prof. Dr. Dilek ÖZCENGİZ (Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı)

  26.02.2015   2794 okunma   
Toplumsal sorunların bu kadar çeşitli ve değişken olduğu kaç ülke var acaba? Muhtemelen çok az veya hiç, yanıtını vermek oldukça kolay. Nüfus hareketliliği, savaşlar, iç çatışmalar toplumsal yapımızı ve sağlığımızı muhtemeldir ki çok olumsuz etkiliyor. 1985 yılına dek yüzde 85’i kırsalda yaşayan bir demografik yapımız varken, bugünlerde durum tam tersine dönmüş durumda. Bu bile derinlemesine incelenmesi gereken bir vakıa.
Her şey hızla değişiyor. Birbirinden kültürel, sosyal, ekonomik, etnik ve dini olarak farklı gruplar bir arada yaşamak zorunda kalıyor. Farklılıkta elbette bir sorun yok. Her birey zaten biricik olduğuna göre bir sorunumuz olmamalı. Farklılık güzeldir. Bizi özel yapan, biz yapan şeyler farklılıklarımızdır.
Ayrımcılık ve nefret söylemleri yazık ki sadece dilde kalmıyor. Toplumun her yerine bulaşıyor. Böylece kendisine benzemeyen her şeyi hak eder hâle geliyor.

Kadın, fiziksel olarak daha güçsüz olduğu için kolayca örseleniyor. Moderniteden gericiliğe, dindarlıktan laikliğe, köylülükten şehirliliğe tüm tanımlarda kadının kullanıldığı bir toplum yapımız var. Namustan söz ederken ne işse, yine kadın söz konusu. Sanki erkek namus konusunun dışındaymış gibi. Namus derken, zaten sadece cinsel namustur konuşulan. Yalan, hırsızlık, tembellik, kaytarmaca, aşırmacılık, her türlü ahlaksızlığa göz yummak, düşkünü ezmek, güçsüze eziyet etmek namus kavramından sayılmaz her nedense? İş yerinde şiddete uğrayan yine kadın. Özgürlük erkeklerin ne kadar hakkıysa, kadınların da o kadar hakkıdır. Erkek ve kadın tüm haklar bakımından eşittir.
Toplu taşıma aracında katledilen bir güzel genç kız! Bir çözüm bulmak zorundayız, bulmalıyız!

Artık kadın şiddetine yeter demek gerekli! Toplumsal bir nevroz yaşıyoruz. Şiddeti hoş gören, kılıfa uyduran hiçbir anlayış kabul edilemez! Toplum ruh sağlığımız konusunda çok ciddi endişe ediyorum. Cezasız kalan suçlar ezilmişlik, çaresizlik ve öfkeyi kışkırtıyor!

Bugün (15 Şubat 2015)  öğrencilerimiz “Bilimsel Makale Nasıl Yazılır?” konulu bir toplantı düzenlediler. Toplantının başlığı, gençlerin bir araya gelmesi başlı başına muhteşem. Murat Kadir bir konuşma yaptı. Sevgili Genç Meslektaşımla gurur duydum. Kadına şiddete hayır, dedi! Yürekten söyledi. Hey erkekler! Bu işe siz sahip çıkacaksınız! Hangi durumda olursa olsun, hiç kimse şiddeti hak etmez. Ne etek boyu ne davranışı, bir kadına ister cinsel ister fiziksel, isterse sözel olsun, tacizi ve şiddeti asla mazur gösteremez. Hoş şiddetin hiçbir türü kabul edilemez ya.
 
Pekâlâ, akademi olarak bize bir görev düşüyor mu? EVET! Daha fazla eğitim, bilinçlendirme sadece yerleşkelerimizde değil, daha yaygın kitlelere ulaşabilmeli yapabileceklerimiz. Bizim görevimiz, belki de sorunun kökenine inmek ve ne yapılması gerektiğini siyasi erke bildirmekle başlayacak. Şiddet toplumda bu kadar yaygın hâle geldiyse, hep birlikte düşünmeliyiz.

Her yerde şiddet görmek toplum tarafından kanıksanır olmuşsa, bu da başka bir sorun. Ne zaman ki şiddet, ayrımcılık ve nefret diline karşı dururuz, o zaman hep birlikte kazanırız.

Bugün üzgün ve öfkeliyim Özgecan Aslan için, yitirdiğimiz tüm kadınlar için.

Kalemim bu kadar yazdı bugün. Hoş görün!

ŞİDDETE HAYIR! HER TÜRLÜ ŞİDDETE HAYIR!..

kaynak: medimagazin.com.tr/23.02.2015