Eylül ayında en az 141, yılın ilk dokuz ayında ise en az 1421 işçi yaşamını yitirdi

  24.10.2016   1440 okunma   
OHAL’de de işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesi sürecek...
Eylül ayında en az 141, yılın ilk dokuz ayında ise en az 1421 işçi yaşamını yitirdi
 
 
Geçtiğimiz hafta MGK’da OHAL’in 3 ay daha uzatılmasının Hükümete tavsiye edilmesi kararı çıktı. Takiben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, düzenlediği 27. muhtarlar toplantısında Fransa’yı örnek göstererek “belki 12 ay bile yetmeyecek” dedi. Yani Türkiye’de bundan sonra olağan bir durum OHAL...
 
Devlet yetkililerinin açıklamaları devamlı olarak OHAL uygulamasının halka ve işçilere dönük olmadığı yönünde. Ne var ki son yayınladığımız raporumuzda da belirttiğimiz gibi bireysel emeklilikten ÇED raporlarının rafa kaldırılmasına, büyük özelleştirme hazırlıklarından farklı düzeylerde sermaye teşviklerine kadar işçi karşıtı birçok uygulama bu dönemde hayata geçirilmeye başlandı. Sırada ise kıdem tazminatı hakkının gasbı ve kamu personelinin iş güvencesinin kaldırılması var...
 
Diğer yandan işçi sağlığını ana belirleyici ya da önemli bir talep olarak dile getiren işçiler işten atılmaya başlandı.
 
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nde Taş-İş-Der Başkan Yardımcısı ve İSİG temsilcisi hastabakıcı Cemal Bilgin, servislere verilen yemekten dolayı 50 civarı işçi ve hasta yakınının salmonella bakterisi yüzünden rahatsızlanmasını dile getirdiği ve bir şey yapılmamasına karşı çıktığı için, yani “yasal görevini yaptığı için” işten çıkarıldı. Hastane içinde direniş yapılmasına izin verilmiyor ve hastane dışında direnişini sürdürmesine de OHAL gerekçe gösterilerek müdahale edileceği dile getiriliyor...
İSKİ’de taşeron sayaç okuma işçisi olan Enerji-Sen İSİG Sekreteri Tarık Yüce ise sosyal medya paylaşımları nedeniyle işten çıkarıldı. Tarık’ın paylaşımlarından birisi ise geçtiğimiz aylarda açıkladığımız bir rapor olan “AKP’li yıllarda 17 bin 57 işçi yaşamını yitirdi” tweetini paylaşmak. Yani yine “yasal görevini yaptığı için” işten çıkarılmak...
 
Avcılar Belediyesi işçileri ise aylardır direnişlerini sürdürüyor. Ücretlerini düzenli almak ve ihtiyaçlarını karşılamak için yer tahsis edilmesini istedikleri için Belediye-İş Sendikası’na üye oldular, işten çıkarıldılar. Öyle ki OHAL’in ertesi günü çadırları koşullar gerekçe gösterilerek kaldırılmak istendi. Diğer yandan taşeron çalıştırmadan kaçak göçmen işçiliğe ve grev kırıcılığa kadar belediyenin uygulamaları ise yasal...
 
Tedi işçileri ücretlerinin yükseltilmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için Limter-İş Sendikası’na üye oldular ve işten çıkarıldılar. Fabrika önünde direniş çadırı kurmalarına müdahale edildi ve havaya ateş bile açıldı. Patron ve güvenlik görevlileri OHAL’i gerekçe gösterdi...
 
Yine benzer nedenlerle Nakliyat-İş Sendikası’na üye olan MSC Medlog işçilerinin fabrika önündeki eylemine polis müdahale etti. Nakliyat-İş ve destek için gelen Birleşik Metal-İş Sendikası yöneticileri gözaltına alındı...
 
İş cinayetlerinin önlenmesinin en önemli adımı işçi katılımının sağlanmasıdır. Ancak yukarıda verdiğimiz örneklere bakarsak -ki örnekler çoğaltılabilir- işçilerin örgütlenmesi zaten Türkiye’de birçok şekilde engellenmeye çalışılırken bu durum OHAL’le birlikte iyice keyfileşti. Yani devletin tepesinin ifade ettiği “halka ve işçilere OHAL yok” söylemi sadece sözde kaldı. OHAL koşulları patronlar lehine ve işçiler aleyhine devam etmektedir....
 
Bu olan bitenler ve işçi direnişleri medya tarafından duyurulmamaktadır. Muhalif olan medya ise örneğin Hayat TV, Yön Radyo, Özgür Radyo, İmc Tv vb. Yayınları durdurulmaktadır...
 
Son olarak şunu belirtelim: Emek hareketimiz bu verili koşulların bilinciyle geri çekilmemeli ve işçi haklarını savunmaya söylemsel ve eylemsel düzeyde devam etmelidir. Yoksa işçilerin için koşullar daha da kötüleşecektir. Kendi açımızdan söylemek gerekirse “koşullar ne olursa olsun işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesi sürecek...”
 
Yazılı, görsel, dijital basından takip edebildiğimiz, emek-meslek örgütlerinden gelen bilgiler ile işçiler, işçi yakınlarının bildirimleri ışığında tespit edebildiğimiz ve her gün güncellenen bilgiler ışığında 2016 yılının ilk dokuz ayında yaşanan iş cinayetleri şöyle:
 
Ocak ayında en az 115 işçi,
Şubat ayında en az 144 işçi,
Mart ayında en az 160 işçi,
Nisan ayında en az 171 işçi, 
Mayıs ayında en az 124 işçi, 
Haziran ayında en az 205 işçi,
Temmuz ayında en az 160 işçi,
Ağustos ayında ise en az 201 işçi,
Eylül ayında ise en az 141 işçi  yaşamını yitirdi…
 
2016 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetleri sonucu en az 1421 işçi kardeşimiz aramızdan ayrıldı… 2014 yılında tarihimizin en büyük işçi katliamı olan Soma’nın yanısıra birçok toplu işçi ölümü yaşanmış ve 1886 işçinin yaşamını yitirdiği bir yıl yaşamıştık. Geçen yıl Soma’sız 1730 iş cinayeti vardı. Bu yıl ise daha üç ay olmasına rağmen 1421 işçinin iş cinayetleri sonucu aramızdan ayrılması sorunun yasa vb. ile değil işçi örgütlenmelerinin önünün açılması ile olacağını gösteriyor. Yoksa işçi sağlığı ciddi bir alarm vermekte!
 
 
 
Son dört yılda Eylül ayında yaşanan iş cinayetlerine bakarsak;
2013 yılının Eylül ayında en az 124 işçi,
2014 yılının Eylül ayında en az 152 işçi,
2015 yılının Eylül ayında en az 177 işçi,
2016 yılının Eylül ayında ise en az 141 işçi yaşamını yitirdi...
 
 
Eylül ayında yaşamını yitiren 141 emekçinin 121’i işçi, memur statüsünde çalışan ücretlilerden; 14’ü çiftçilerden/küçük toprak sahiplerinden ve 6’sı esnaflardan olmak üzere 20’si kendi nam ve hesabına çalışanlardan oluşuyor... Bu ay mevsimsel olarak tarımsal üretimin düşmesi nedeniyle çiftçi ölümleri azalmış ve ücretlilerin ölüm oranı biraz daha yükselmiştir...
 
 
Eylül ayındaki iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımına bakarsak;
Tarım, Orman işkolunda 33 emekçi; 
İnşaat, Yol işkolunda 33 işçi; 
Taşımacılık işkolunda 20 işçi; 
Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 8 emekçi; 
Belediye, Genel İşler işkolunda 8 işçi; 
Savunma, Güvenlik işkolunda 7 işçi; 
Tekstil, Deri işkolunda 5 işçi; 
Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 5 işçi; 
Metal işkolunda 4 işçi; 
Madencilik işkolunda 3 işçi; 
Konaklama, Eğlence işkolunda 3 işçi;
Gıda, Şeker işkolunda 2 işçi; 
Enerji işkolunda 2 işçi; 
Petro-Kimya, Lastik işkolunda 1 işçi;
Ağaç, Kağıt işkolunda 1 işçi;
Çimento, Toprak, Cam işkolunda 1 işçi; 
Çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 5 işçi yaşamını yitirdi…
 
 
Eylül ayındaki iş cinayetlerinin nedenlerine bakarsak:
Trafik, Servis Kazası nedeniyle 37 işçi; 
Ezilme, Göçük nedeniyle 26 işçi; 
Düşme nedeniyle 17 işçi; 
Kalp Krizi nedeniyle 17 işçi;
İntihar nedeniyle 12 işçi;
Elektrik Çarpması nedeniyle 9 işçi; 
Diğer nedenlerden dolayı (yıldırım düşmesi, kuduz, beyin kanaması, belirlenemeyen) 9 işçi; 
Silahlı saldırı nedeniyle 8 işçi;
Patlama, Yanma nedeniyle 3 işçi;
Nesne Düşmesi, Çarpması nedeniyle 2 işçi;
Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 1 işçi yaşamını yitirdi…
 
Dikkat çekmek istediğimiz iki husus var. Birinci olarak bu yıl işyeri intiharları ve işe bağlı ölümler ile ilgili birer rapor çıkarmıştık. Çünkü Eylül ayındaki ölüm nedenlerinden göreceğimiz gibi kalp krizi ve intiharların iş cinayetlerindeki ölüm oranı toplam olarak yüzde 21... Yine özellikle bu yıl çatışmalar, bombalı saldırılar ve toplumda genel bir şiddet eğiliminin artmasına paralel olarak adli vakalar artmış durumda. Eylül ayında işçilerin sadece adli vakalar kaynaklı işçi ölümlerinin oranı ise yüzde 6...
 
 
Eylül ayında iş cinayetlerinde 10 kadın ve 131 erkek işçi yaşamını yitirdi...
 
 
Eylül ayındaki iş cinayetlerinin yaş dağılımına bakarsak;
 
14 yaş ve altında 2 işçi,
15-17 yaş aralığında 2 işçi,
18-27 yaş aralığında 20 işçi,
28-50 yaş aralığında 64 işçi; 
51-64 yaş aralığında 30 işçi;
65 yaş ve üstünde 1 işçi;
Yaşını tespit edemediğimiz/bilmediğimiz 22 işçi yaşamını yitirdi...
 
 
Eylül ayında Türkiye’nin 52 şehrinde ve yurtdışında 1 ülkede iş cinayetlerinde işçi kardeşlerimizi yitirdik. İş cinayetlerinin hemen hemen yarısı grafikteki 10 şehirde işlendi... Buna göre:
 
17 ölüm İstanbul’da; 8 ölüm Kocaeli’nde; 7 ölüm Aydın’da; 6 ölüm Adana ve İzmir’de; 5’er ölüm Bolu, Denizli, Kayseri, Manisa ve Samsun’da; 4’er ölüm Diyarbakır, Gaziantep ve Hatay’da; 3’er ölüm Afyon, Elazığ, Kahramanmaraş, Muğla ve Sakarya’da; 2’şer ölüm Ankara, Antalya, Bingöl, Çorum, Giresun, Konya, Mersin, Sivas, Şanlıurfa ve Tekirdağ’da; 1’er ölüm ise Adıyaman, Aksaray, Balıkesir, Bartın, Batman, Bitlis, Burdur, Bursa, Çankırı, Düzce, Edirne, Erzincan, Hakkari, Karaman, Kastamonu, Muş, Nevşehir, Ordu, Rize, Siirt, Sinop, Tunceli, Van, Zonguldak ve Cezayir’de yaşandı...
 
OHAL, darbe vb. fark etmez işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesi sürecek...
 
2016 / Eylül ayında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren Veli Aydın, Selahattin Sağlam, Abdurrahman Taşkın, Özgür Babayiğit, Mehmet Gökdağ, R.G., Cemil Demirtaş, Mehmet İmre, Feleknaz Sezer, Muammer Karatepe, Tacettin Kar, Kamil Taşçı, Abdurrahman Bolat, Rındı Güven, Halime Güven, Musa Meriç, Hüseyin Açıkkol, Nuriye Öner, E.D., Mehmet Ali Atik, Mehmet Aslan, Hava Aslan, Ahmet Demir, Salih Süslü, Hatice Çimentepe, Çağlayan Poyraz, Ayhan Küçük, Kahraman Kaya, Mustafa Gölcük, Mehmet Alaylı, Aydın Yıldız, Mehmet Yılmaz, Mehmet Yaman, Şadi Çoban, Erol Kaçar, Ali Çakar, Cemal Şahin, Ümit Bıyık, Orhan Kurtoğlu, Neşet Çakır, Fidan Markaya, Okan Gevrek, Şaban ., Aykut Tıngır, Zafer Güney, Salih Kaya, Fehmi Cengiz, Muhammed Gevher, Fikri Duran, Şirin Çelebioğlu, Hulusi Epli, Abdülbaki Aykut, Mustafa  Ay, İlyas Yıldız, Ahmet Ungan, Kerim Güner, Ali Küre, İslam Özgenç, Erdoğan Aslan, Yılmaz Temiz, Ergin Doğan, Veysel Karani Keleşoğlu, . Karagöz, Cenk Namlı, Erkan Top, İsmet Babrak, Abdullah Kerimi, Sefet Şahin, Abdulkadir Aziz, Yavuz Aydoğmuş, Taylan Beri, Tugat T., Erdal Aybaz, Temel Yıldız, Çağdaş Eşki, Ali Muhammed, Mehmet Köfteci, Doğan Ergül, Fehim Altun, Abdülkadir Aydın, Ünal Katırcı, Salih Özkara, Sibel Güneş, Abdurrahman İbrahim, Alaaddin Parmaksız, Kamil Önel, Şiho Fırat, Mehmet Avcılı, Emre Cevahir, Aziz Akpınar, Yılmaz Kılıç, Sezer Akdoğan, Fahri Narlıoğlu, Erdal Aras, Fatih Uysal, Şaban Kocadağ, Mahdi Shemshad, Seyithan Aral, Ali Seven, Veysi Türksoy, Mehmet Gider, Mustafa Atasoy, Mehmet Karagöz, Tevfik Köseoğlu, Şaban Karataş, Berkay Zengin, Hüseyin Alpak, Alaattin Çakır, Nevzat Eke, Şükran Özalp, Gönül Şahin, Çimen Doğan, Hakan Küçükkoçan, Violeta Khanieva, Ali Muslu, Faruk Maden, Okan Aytar, Yalçın Çakar, Mahmut Sarıtaş, Ali Can Dövüşçü, Aydın Ağar, Ramazan Yılmaz, Mehmet Birtekin, Uğur Celeb, Veysi Tümenci, İsa Şerbetçi, Kadri Yılmaz, Mustafa Arzhelge, Ali Özgüner, Şükrü Semiz, Ala Ğayda, Selahattin Bahşi, Mehmet Üstünsoy, Mehmet İmren, Gökhan Karamanoğulları, Kamil Çoban ve ismini öğrenemediğimiz beş işçiyi saygıyla anıyoruz!
 
İletişim
0505 983 54 70 
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi