Mayıs 2017 İş Cinayetleri Raporu Yayınlandı

  06.06.2017   1006 okunma   
Çalışma Bakanlığı ‘hedef sıfır kaza’ kampanyası başlattı...
Mayıs ayında en az 146, yılın ilk beş ayında ise en az 741 işçi yaşamını yitirdi
 
 
13 Mayıs’ta Çalışma Hayatında Milli Seferberlik Programı’nın ikinci dört aylık teması ‘İş Sağlığı ve Güvenliği’ olarak belirlendi. Önceliği inşaat sektörü olacak programı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, mega projelerden (adı iş cinayetleriyle ve güvencesiz çalışma koşullarıyla özdeşleşen) 3.Havalimanı inşaatında açıkladı. Çalışma Hayatında Milli Seferberlik kapsamında (istihdamı artırma önceliğinin yanında ikinci olarak) ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Hedef Sıfır Deklerasyon’ imza töreni düzenlendi. 
 
 
 
Sanayisi yoğun on iki şehirde başlatılan kampanyada Bakanlık bürokratları, patronlar, OSGB’ler vb. boy gösteriyor ve yukarıda Bakan Müezzinoğlu’nun açıklamalarını tekrarlıyorlar. Bazılarını aktaralım:
 
“Yakaladığımız rakamlar her 5 yıllık dilimlerde başarı gibi gösterse bile dünya standartlarına baktığımızda halen kayıplarımız büyük”...
 
“2002 yılında çalışan sayısı 5 milyon 200 bin iken, 2015 yılında 13 milyon 998 bin. 2002 yılında ölümlü iş kazası oranı 100 binde 16,8 iken, 2015 yılında 100 binde 8,8’e düşmüştür”...
 
“Son 14 yıllık dönemde 100 binde ölümlü iş kazası oranında yüzde 40,7 azalma meydana gelmiştir”...
 
“Başarı için anlamlı ve değerli olan, çalışan insanlarımızın iş sağlığı ile ilgili bilinçlenmesi, buna değer vermesi, alınan tedbirlerin bilinçli şekilde uygulanabilmesine yardımcı olması veya bunu bizzat kendisinin talep etmesidir”...
 
“Bu programımızın en can alıcı noktası da bu. Ne kadar denetim yaparsanız yapın, ne kadar sahada cezai müeyyide uygularsanız uygulayın, bunun en önemli unsuru kültürel bir konudur”...
 
Esasında bu kampanyada tekrarlanan husus şudur. AKP iktidarı zamanında iş cinayetleri düşmektedir. Bu düşüş devam etmektedir ancak daha da azalması bir kültür sorunudur. (Verilen örnekler dikkate alınınca) Özellikle işçiler kişisel koruyucu donanımlarını kullanırlarsa bu düşüş daha da devam edecektir...
 
Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz...
Çalışma Bakanlığı’nın bu açıklamalarını görünce insanın ‘vay Türkiye’nin haline’ diyesi geliyor. Çünkü bu kampanya iktidarın bir PR/halkla ilişkiler çalışmasıdır. Çünkü iktidar zamanında Soma’da sembolleşen bir iş cinayetleri rejimi kurumsallaşmıştır. Mücadelemizin de katkısı ile işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında iktidar bir türlü hegemonya sağlayamamaktadır. Çünkü gerçekleri Türkiye işçi sınıfı biliyor.
 
AKP iktidarı döneminde 20 bine yakın işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. Soma, Ermenek, Torunlar, Şirvan vb. işçi katliamlarında hiçbir siyasi sorumluluk üstlenilmemiş, patronlar ceza almamış ve bazı davalarda ölen işçiler kusurlu bulunmuştur. İstatistiklerle desteklenen kelime oyunlarına gerek yok.
 
Bu noktada bir de güncel pratiğe bakalım. 1 Haziran'da TBMM'de zeytinlik alanlarının 2/3'ünü madencilik ve endüstriyel yatırıma açarak milyonlarca zeytin ağacının yok edilmesine yol açacak üretim reformu tasarısı görüşülürken, AKP milletvekilleri Mehmet Erdoğan, Şahin Tin ve Mehmet Uğur Dilipak bu tasarıya bir ekleme önerdiler ve bu ekleme hiç tartışmasız kabul edildi. Buna göre 'iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi istihdamı zorunluluğuna' yapılan ertelemelere bir yenisi eklendi. Bu seferki erteleme üç yıllık, kuşkusuz 2019 seçimleri düşünülüyor. Yine az tehlikeli gruba giren 50 ve altında işçi çalıştıran işyerlerinde de patronlar, kendileri yada herhangi bir işçilerine eğitim aldırarak, iş güvenliği uzmanı olup(!),  iş güvenliği uzmanı  istihdam etmeden işçi sağlığını ve güvenliği yükümlülüğünü yerine getirebilecekler. Tam da 'hedef sıfır kaza' kampanyası döneminde atılan adıma bakın. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.
 
Egemen ideolojiyi sorgulamadan, yani sermaye düzenini, hangi kültürel unsuru değiştirirseniz değiştirin iş cinayetlerini önleyemezsiniz. Ki verilen örneklerde de gözüküyor ki kastedilen baretini tak, kemerini tak vs. Neden işyerlerindeki sınırsız olan patron kurallarını sorgulayamıyoruz. Uzun ve yoğun çalışma saatleri, taşeron çalışma, kıdemin fona devredilmesi, işçinin söz ve karar hakkının olmaması, ulaşım ve beslenme sorunları vb.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD Genel Kurulu’nda OHAL’in patronların önünü açtığını ve grevlerin ertelenmesinin milli güvenlik sorunu olduğunu açıkladı. Devletin en tepesinin bu sözleri kullandığı bir ortamda hangi işçi, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri talep edebilir ki? Nitekim Çapa’da İSİG temsilcisi görevini yaptığı için işten atılmadı mı?
 
İş cinayetlerini önlemek istiyorsanız taleplerimize kulak verin...
1- İş cinayetlerinin önlenmesi, sağlıklı ve güvenli çalışmanın ön koşulu işçi katılımıdır. İşçiler ancak sendikalaşarak bunu sağlayabilir. Ancak ülkemizde sendikaya üye olan işçiler işten atılıyor, sermaye işyerlerinde sendika istemiyor ya da istediği sendikayı getiriyor. Devlet daha ileri giderek sendikaların yapacağı basın açıklamalarını, toplantıları ve grevleri yani toplu pazarlık hakkını yasaklıyor. Sendikal örgütlenme özgürlüğü üzerindeki baskılar sona ermelidir!
 
2- İşyerlerinin çoğunda işçi sağlığı ve güvenliği kurulları bulunmuyor. Olanlarda bu kurullar toplanmayabiliyor. Kurullarda işçi temsilcileri ses çıkaramıyor. İşçilerin hakkını savunan temsilciler işten atılıyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği kurulları her işyerinde bulunmalı, işler hale getirilmeli, kurulların en az yarısı işçi temsilcilerinden oluşmalı ve işçi temsilcilerinin işten atılmaları yasaklanmalıdır!
 
3- İşyerlerinde işçilere keyfi bir biçimde iş tanımı dışında işler yaptırılıyor. Çalışma saatleri günde 10-12 saate ulaşıyor. Mesai ücretleri, izin hakları vb. verilmiyor. Özellikle taşeron işçiler bu koşullarda çalışırken şimdi taşerona rahmet okutacak kiralık işçilik gibi kölelik uygulamaları getiriliyor. Taşeronlaştırma ve kiralık işçiliğe son. Güvenceli çalışmak istiyoruz!
 
4- İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmıyor. Yargılananlar ise örneğin Soma davasında olduğu gibi “ben yapmadım fetö yaptı” diyerek adeta işçilerle dalga geçiyor. Yine mahkemeler iş cinayetlerini cezalandırmıyor, failleri “24 taksitli para cezası vererek serbest bırakıyor”. İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmalıdır!
 
***
 
 
6331 Sayılı İSG Yasası çıktıktan sonraki iş cinayetleri şöyle;
 
2013 yılının ilk beş ayında en az 403 işçi,
2014 yılının ilk beş ayında en az 858 işçi,
2015 yılının ilk beş ayında en az 655 işçi,
2016 yılının ilk beş ayında en az 722 işçi,
2017 yılının ilk beş ayında ise en az 741 işçi yaşamını yitirdi...
 
 
Mayıs ayında yaşamını yitiren 146 emekçinin 113’ü işçi, memur statüsünde çalışan ücretlilerden; 28’i çiftçilerden/küçük toprak sahiplerinden ve 5’i esnaflardan olmak üzere 33’ü kendi nam ve hesabına çalışanlardan oluşuyor...
 
 
Mayıs ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle;
 
Tarım, Orman işkolunda 37 işçi; İnşaat, Yol işkolunda 30 işçi; Taşımacılık işkolunda 23 işçi; Ticaret, Büro işkolunda 15 işçi; Madencilik işkolunda 7 işçi; Metal işkolunda 6 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 6 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 5 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 4 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 3 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 2 işçi; Çimento, Cam işkolunda 2 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 2 işçi; Gıda, Şeker 1 işçi; Tekstil, Deri 1 işçi; Enerji işkolunda 1 işçi; ve çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 1 işçi yaşamını yitirdi...
 
 
Mayıs ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle; 
 
Ezilme, Göçük nedeniyle 33 işçi; Trafik, Servis kazası nedeniyle 26 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 24 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 18 işçi; Silahlı Şiddet nedeniyle 10 işçi; İntihar nedeniyle 8 işçi; Yıldırım Düşmesi nedeniyle 8 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 4 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 3 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 3 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 2 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 1 işçi ve Diğer nedenlerden dolayı 6 işçi yaşamını yitirdi...
 
 
Mayıs ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle;
 
15-17 yaş grubunda 5 işçi;
18-27 yaş grubunda 19 işçi;
28-50 yaş grubunda 68 işçi;
51-64 yaş grubunda 36 işçi;
65 yaş ve üstü yaş grubunda 8 işçi;
Ve yaşını bilmediğimiz/öğrenemediğimiz 10 işçi yaşamını yitirdi...
 
 
Mayıs ayında ülkemizin 53 şehrinde işçi arkadaşlarımızı yitirdik. Yine Türkiye’nin sanayi kentlerindeki işçi sınıfının iş cinayetlerinde ölümü yoğunlaşıyor.
 
12 ölüm İstanbul’da; 9’ar ölüm Bursa ve İzmir’de; 8’er ölüm Ankara ve Konya’da; 7 ölüm Antalya’da; 6 ölüm Muğla’da; 5’er ölüm Adana ve Kocaeli’nde; 4’er ölüm Kırıkkale ve Mersin’de; 3 ölüm Artvin, Elazığ, Kayseri, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat ve Zonguldak’ta; 2’şer ölüm Adıyaman, Balıkesir, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Giresun, Hatay, Kahramanmaraş, Kütahya, Manisa ve Samsun’da; 1’er ölüm Ağrı, Aksaray, Amasya, Bingöl, Bolu, Çankırı, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Gümüşhane, Hakkari, Karabük, Kastamonu, Malatya, Niğde, Ordu, Sinop, Sivas, Tunceli, Uşak, Yalova ve Yozgat’ta yaşandı…
 
2017 / Mayıs ayında yaşamını yitiren Mehmet Başal, Muazzez Duman, Selahattin Çakaloğlu, Niyazi Atlı, Emine Ağaroğlu, Nihat Eren, Nurettin Aliyev, Gülsüm Özbek, Muhittin İnan, Hamza Saraç, R.F., Ramazan Yetkin, Mehmet Yeşilak, İsmail Çolak, Seyfullah Ömgün, Tuba Akkoyun, Ahmet İksavuk, Nuri Kazancı, Nurettin Özkan, Hüseyin Çelik, Yılmaz Yeşilçöp, Nuri Duman, Mehmet Er, Şükrü Akkurt, Harun Uzgul, Avni Süslü, İ.K., Aziz Sözeri, Mehmet Belenli, Hasan Hüseyin Başer, Ali Üğüdüler, Ahmet Faruk Elcan, Hasan Koçaker, Erdoğan Güney, Havva Bozkurt, Şevket Konkan, Mustafa Akbaş, Levent Yılmaz, Tayfun Keskin, Volkan Köroğlu, Atilla Kara, Gürol Gürsoy, Levent Korkmaz, Esen Çavuş, Serkan Kaya, Osman Avcı, Doğan Bodur, Recep Kumbas, Tahsin Öz, Ekrem Sezer, Ömer Faruk Sever, İbrahim Yeşilbağ, Şeref Kara, Bekir Budak, Özcan Karaatlı, Nahit Güngör, Uğur İpek, Enes Darılmaz, Arif Tunç, Tahir Şık, Ahmet Çakallıoğlu, Seydi Özacar, Mustafa Alper, Muzaffer Akşehirli, Murat Danacı, Abdurrahman Gül, Emre Murat Ertaş, Emin Çelik, Muammer Yılmaz, Zübeyir Al Bakuz, Serkan Pala, Mesut Birinci, Ali Gür, Şevket Tabla, Kasım Akan, Hacı Ahmet Aktaş, Necmettin Maraba, Dursun Güngör, Zülküf Güneş, Emre Temel, Sedat Yavuz, Hamdi Taşkafa, Abdulkerim Ceyhan, Mehmet Can, Mehmet Cankatan, Hamza Gülbahçe, Ali Dal, Caner Gürbüz, Kadir Gürakar, Cemali Yuvka, Bünyamin Aydoğan, Yüksel Altay, Aydın Maman, Burak Tuncer, Ahmet Doğru, Süleyman Oğuz Korkmaz, Mehmet Resül Geçer, Turgut Sarıca, Ali Ayar, İsrafil Mercan, Kaı Tang, Cevat Atalı, İsmail Algül, Aydın Bakımlı, Ercan Çelikarslan, Hasan Ali Aslankan, Nafi Kamacı, Mehmet Arat, Mustafa Fidan, Mehmet Kılınç, Hasan Bilen, Salih Alus, Recep Korkmazgöz, Reşit Genç, Bilal Oltu, İbrahim Köroğlu, Muammer Eğin, Akkül Alp, Güven Arıcı, İsa Noyan, Armağan Serttaş, Burhan Elmas, Özcan Alp, Hayrettin Pala, E.M., Osman Kahraman, Yaşar Bakır, Sinan Koyuncu, Ali Rıza Yıldız, Mehmet Sait Berilgen, Murat Varol, Engin Türkmen, Hidayettin Kalaycı, Mehmet Karaduman, Serkan Koltak, İsa Top, Yılmaz Ferhat, Mehmet Onur Kadıoğlu, Şahabettin Oğlak, Mehmet Ali Akalın, Mehmet Öztaş, Erol Kacur, Hüseyin Fillik, Ersin Gezer, V.S. ve ismini öğrenemediğimiz bir işçiyi saygıyla anıyoruz!
 
İletişim
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi