En Fazla Şiddet Acil Servis, Yoğun bakım ve Psikiyatri Kliniklerinde

  29.12.2013   3305 okunma   
Hekimlere yönelik şiddet vakalarının en fazla acil servis, psikiyatri ve yoğun bakım ünitelerinde gerçekleştiğini belirten 112 Acil Servis’te görevli ve İzmir Tabip Odası (İTO) Hekime Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinatörü Dr. Turgut Tubay, 3 bin hekimle birebir görüşerek, şiddetin nedenlerini ve ortaya çıkma nedenlerini araştırdı.

İzmir’deki bir hastanenin acil servisinde İHA’ya gözlem ve tespitlerini anlatan Dr. Turgut Tubay, hekimlerin yoğun çalışma koşullarında stres altında çalıştıklarını, uğradıkları fiziksel ve psikolojik şiddet nedeniyle de ‘mutsuz’ olduklarını söyledi.

"EN FAZLA ŞİDDET ACİL SERVİS, YOĞUN BAKIM VE PSİKİYATRİ KLİNİKLERİNDE YAŞANIYOR"
İzmir Tabip Odası olarak hekimlere yönelik şiddet olaylarını gece-gündüz birebir takip ettiklerini belirten Dr. Tubay, “İzmir’deki hekimler mutsuz. Hekime şiddet ve darp olayları arttı. En çok şiddet acil servislerde yaşanıyor, acil servislerden sonra da psikiyatri kliniklerde ve yoğun bakımlarda. Acil serviste asistanlar ve doktorlar son derece yoğun çalışıyorlar. Aynı zamanda nöbetten çıktıktan sonra pek çok arkadaş klinikte görevlerine devam edebiliyor. Çok ağır çalışma koşulları. İnsanlara şunu aktarmak istiyorum; acil servislerde bir hekime yapılan darp olayı, yalnızca hekime yönelik darp olayı değildir. Acil serviste hizmet alması gereken insanların da hizmet alması engelleniyor” dedi.

"ANNE-BABASINA KÜFREDİP OTOMOBİLİNİZİ TAMİRCİYE BIRAKMAZSINIZ DEĞİL Mİ?"
Dr. Turgut Tubay, özellikle acil servis ve yoğun bakımların sessiz olması gerektiğini, ağır durumdaki hastalarda nabzın bir an artışının bile ölümle sonuçlanabileceğini anlatarak, durumu şöyle örneklendirdi:

“Şimdi şöyle düşünün; şu anda acil serviste monitörlü yoğun bakımda kalp krizi geçirmiş hasta var. Bu hastanın nabzının bir birim bile yükselmesini istemeyiz biz. O yüzden çoğu hastanede yoğun bakımlar hep sessiz yerlerdir, olması gerekir. Şimdi şu anda içeriye birinin elinde silahı, baltasıyla girip hekimlere saldırdığını ya da bağırdığını düşünün. Buradaki kalp krizi geçirmiş hastanın nabzı yükselir ve bu hastaya ölüm getirebilir. Anlatabildim mi? Hekime şiddet sadece hekime şiddet değil yani. O anda hastalar da bundan olumsuz etkileniyor. Özellikle şiddetin acil servislerde yoğun olması hem insanların hem hekim arkadaşların çalışma performansı ve moralini bozuyor. Düşünsenize anneniz, babanız burada yatsa, onun nabzının 70 atarken bir anda tak tak tak tak atmasını ister misiniz? İstemezsiniz öyle değil mi? Biz öyle bir meslek grubuyuz ki, o adam bize küfür de etse, dayak da atsa, öldürse de bakıyoruz, böyle bildiğiniz başka bir meslek grubu var mıdır? Mesela bir otomobil tamircisine gidip, annesine, babasına küfür edip de otomobilinizi bırakır mısınız? Ama burada hekimler o kadar temiz kalpliler ki, bize küfredenlere bile bakıyoruz.“

"HOCAMIZIN ‘ACİLE GELEN HER HASTA ACİLDİR’ SÖZÜNÜ UNUTMADIM"
Üniversitede hocalarının kendilerine öğrettiği, ‘acile gelen her hasta acildir’ sözünü hiç unutmadığını da anlatan Dr. Turgut Tubay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Okurken, üniversitede bir hocam bize şunu söylemişti; 'arkadaşlar hangi hasta acildir' diye sordu, biz acil stajı yaparken. Herkes bir şey söyledi. Kalp krizi, beyin kanaması acildir dedi. Hocamız, ‘arkadaşlar hayır, acile gelen her hasta acildir’ dedi. Yani bu, olayın psikolojik yönünü yansıtan bir durum. Hasta kendisini acil sanabilir. Burada hastanın hekime güvenmesi gerekir. Eğer hekim siz acil değilsiniz, başınız ağrıyor ama bakın burada daha ölümcül hastalar var dediğinde hastanın da buna saygı duyması gerekir. Çoğu zaman da saygı duyuyorlar ama bazen şiddet olayları görülüyor böyle.“

Fiziksel ya da psikolojik şiddet durumlarının ortaya çıkışında hem hekimlerin çalışma koşullarının ağırlığının hem de hasta psikolojisinin göz önünde bulundurulması gerektiğini de vurgulayan Dr. Tubay, tespitlerini ve olması gerekeni ise şöyle sıraladı:

“Bunu yaratan koşullar tabii ki var. Acil servislerin çok yoğun olması, şu anda doktorların köle gibi çalıştırılması, aşırı yoğun şartlarda çalıştırılması herkesi bezdirdi. Hekimlerde de tabii ki stres var. Ama buna rağmen en iyi şekilde çalışmaya çalışıyor. Güvenlik önlemleri arttırılmalı. Hekimlere iyi koşullarda çalışma koşulları sağlanmalı. Ve hekimlere acil servis girişinde çok iyi triaj yapılmalı. Acil servise başı ağrıyanın da kalp krizi geçirenin de gelmesi normal aslında. Önemli olan şey insanların bize güvenmesi ve triaj yapan insanların, baş ağrısının acil olmadığı ama kalp krizinin acil olduğunu söyleyip hastaya söylemesi.“

"3 BİNE YAKIN HEKİM ARKADAŞIMLA GÖRÜŞTÜM"
“Tüm hastane ve acil servisleri, gece gündüz gezmeye çalışıyorum. Bazen gece üçte geliyorum acil servislere, bazen sabaha karşı. Sürekli hekim arkadaşlarımla görüşmeye çalışıyorum. 3 bine yakın hekim arkadaşımla görüştüm İzmir’de. Hemen hemen tamamının haberi var artık. İzmir Tabip Odası’nın internet sitesinde de telefon numarası var. Acil servislerin çalışma ortamları yoğun ve stresli. Hangi hastanın acil hangisinin acil olmadığı noktasında acil servislerde bayağı sıkıntı yaşanıyor” diyen Dr. Turgut Tubay, şiddete uğrayan hekimlerle ilgili nasıl bir yöntem izlediklerini ise şöyle aktardı:

“İzmirli hekimler şiddete uğradığında, hazır mangalar vardır ya, işte biz o hazır manganın başındayız. İzmir’de bir hekim şiddete uğradığında odamızın telefon numarası var, o telefon numarası arandığında gündüz oda personelimiz, gece ben telefona çıkıyorum. 24 saat telefon açık. İlgili travma ya da darba uğrayan arkadaşımıza hem hukuki hem psikolojik destek vermek için bir avukatla beraber olay yerine gidiyoruz. Karakolda ifade verme sırasında avukatımız olay yerine gidiyor. Hekim arkadaşımızla ilgili tüm yönetim kurulunu alarm durumuna geçiriyoruz. Ve böylece hekim arkadaşlarımızın hak ve hukukunu korumaya çalışıyoruz.“


Kaynak : haber3.com / 26.12.2013