8 KASIM DÜNYA RADYOLOJİ GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

  09.11.2018   2485 okunma   

ÖNLEM ALINMAZSA RADYASYON FACİASI KAPIDA!

Bugün  8 Kasım Dünya Radyoloji Günü

Bundan 123 yıl önce 8 Kasım 1895 tarihinde Alman fizikçi Prof. Dr. Wilhelm Conrad ROENTGEN  x-ışınlarını keşfetmiş ve insanlığın hizmetine sunmuştur.Bugün radyoloji biliminin doğduğu gündür.

Radyoloji alanındaki bilimsel ve teknolojik gelişmeler, doğru kullanıldığında hastalıkların tanı ve tedavisinde önemli rol aldığı ve sağlıklı yaşam kalitesini artırdığı kuşkusuzdur. Ancak; radyolojideki gelişmelerin birçok yararı yanında, radyasyon gibi bazı olumsuz etkileri de olduğu gerçektir. Bu nedenle radyasyon uygulaması kesinlikle hekim kararıyla ve fayda-zarar değerlendirmesi yapılarak hasta lehine fayda sağlayacak ise yapılmalıdır. Aksi halde; gereksiz radyolojik tetkiklerin oluşturduğu radyasyon vücutta kanser dahil bir çok ciddi etkiler yaratabilmektedir.

MR VE TOMOGRAFİ ‘DE DÜNYA LİDERİ OLMAK ÖVÜNÜLECEK BİR DURUM DEĞİLDİR.

Türkiye’de her 1000 kişiden 119 kişiye MR, her 1000 kişiden 163 kişiye BT çekilmektedir. Bu anlamda en tetkik bazında dünya lideriyiz. Performans sisteminin de etkisiyle MR ve BT çok gereksiz ve bilinçsizce kullanılmakta az sayıdaki teknisyen ve radyolog hekimlerin iş yükünü sürekli artmaktadır. Radyoloji hizmet kalitesini olumsuz etkilemektedir. Bu bağlamda dünya lideri olmak övünülecek bir durum değildir.

Yapılan araştırmalar yakın gelecekte görüntüleme işlemlerinden kaynaklanan kanserler tüm kanserlerin %2’ini oluşturacaktır. Bu çok ciddi bir sorundur. Özellikle BT gibi yüksek radyasyon yayan sistemlerin kullanımında çok dikkatli olunması gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı araştırmaya göre radyolojik tetkiklerin %20’si standartlara uygun çekilmediği ve tekrar edilmektedir.  Gereksiz tetkikler ve standartlara uygun olmayan tetkikler hastaların defalarca radyasyona maruz kalmasına sebep oluyor. Bir Akciğer tomografisinde alınan radyasyon dozu yaklaşık 300 Akciğer filmine eşittir. Gereksiz yere tomografi çekilen hastalar(özellikle çocuklar) kanser riski ile karşı karşıya kalıyor.

 
YETERSİZ İSTİHDAM EN ÖNCELİKLİ SORUNDUR!

AB ülkeleri ile ülkemizdeki radyoloji teknisyenlerini kıyasladığımızda İngiltere’de 3048 kişiye 1 radyoloji teknisyeni, Hollanda 1/3303, Almanya 1/2711, Fransa 1/2850 iken Türkiye’de 5650 kişiye 1 radyoloji teknisyeni düşmektedir. AB ülkelerinde bir radyoloji teknisyeni günlük mesaisinde ortalama 30 hastaya işlem yaparken ülkemizde bu sayı en küçük hastanede bile 80—85 civarındadır. AB ülkelerinde ortalama her 100 bin kişiye 12 radyolog düşerken ülkemizde bu rakam 5 civarındadır. Bizler Avrupa’daki meslektaşlarımızın 2-3 kat daha fazla işlem yapmaktayız. Az sayıda büyük bir özveri ile çalışan meslektaşlarımız sağlıksız ve ağır çalışma koşulları nedeniyle kansere yakalanıyoruz.

KANSER OLMAK KADERİMİZ DEĞİLDİR!

Radyoloji mesleği tıpkı maden ocağında çalışanlar gibi ağır ve tehlikeli meslekler sınıfındadır. Mesleğin çalışma usul ve esasları, alınması gereken güvenlik önlemleri kanun ile belirlenmiştir. Ama ne yazık ki maden ocakları gibi radyolojide de tüm birimler özelleştirilmiş, taşeron eliyle yürütülmektedir. Güvenlik önlemlerinden yoksun, esnek ve  kuralsız çalışma, ehliyetsiz eleman çalıştırma, sosyal ve özlük haklardan yoksun çalışma ve bunun sonucunda radyasyondan dolayı sağlığını kaybetme, kanser olma devlet eliyle bu mesleğin fıtratı haline getirilmiştir.

Geçen yıllarda Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde ardından Kırşehir, İstanbul, Ankara, Rize, Edirne, Kocaeli en son’Kastamonu’da olmak üzere son bir yılda 35 meslektaşımıza Kanser teşhisi konuldu. Bizler endişeliyiz, mutsusuz daha da önemlisi hiçbir şey düzelmeyecek diye umutsusuz. Radyasyon koruyucu ekipmanlarımız konusunda ciddi endişeler ve kaygılar var. Merdivenaltı üretilen koruyucu ekipmanlar piyasada satılıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı bunlara kayıtsız kalıyor, denetimler yapılmıyor.

TAŞERONLUK SİSTEMİ ALARM VERİYOR!

Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerin tamamına yakını görüntüleme hizmetleri taşeronlara devredilmiştir. Görüntüleme hizmetleri taşeron firmalar tarafından verilmektedir. Taşeron firmalarında daha ucuz iş gücü diye eğitimsiz, ehliyetsiz alaylı diye tabir edilen kişilerce  hizmet verilmektedir. Her yıl 5000 civarında mezun olan gencimiz radyoloji teknisyenliği okullarından mezun olup iş bulamazken ile ilgili eğitim almamış bu kişiler en başta kendi sağlıklarını daha sonra hastaların sağlığı için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Özel hastanelerde de durum bundan farklı değildir. Özel hastanelerde ve taşeron firmalarında çalışan radyoloji çalışanları kanunların kendilerine sağladığı, radyasyon izinlerini, yıpranma  hakları  kullanamıyorlar ya da kullandırılmıyor.


ÖNLEM ALINMAZSA YAKIN ZAMANDA KANSER VAKALARI ARTACAK VE RADYOLOJİ ÜNİTELERİ FACİAYA DÖNÜŞECEK.
 

Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri olarak ne mi istiyoruz?

-          Radyolojide insani ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanmasını,

-          Mevcut kanunların uygulanmasında keyfiyete son verilmesini,

-          Özlük ve ekonomik haklarımızın iyileştirilmesini,

-          Fiili hizmet (yıpranma) önündeki engellerin kaldırılmasını,

-          Lisans ve yüksek lisans eğitim hakkımızın verilmesini,

-          Ehliyetsiz eleman çalıştırmaya son verilmesini

-          TAŞERONLUK SİSTEMİ’ne SON verilmesini istiyoruz!

 
Tüm radyoloji çalışanlarının 8 Kasım Dünya Radyoloji Günü kutlu olsun.

kaynak: tumrad.net/07.11.2018