RADYASYON ÇALIŞANLARI İÇİN MECLİS ARAŞTIRMA ÖNERGESİ VERİLDİ

  09.11.2018   1803 okunma   

Radyasyon Alanında Çalışan Personelin Sağlık Sorunları  İçin CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan tarafından Meclis AraştırmaÖnergesi Veridi. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ve 21 CHP milletvekili tarafından imzalanan meclis araştırma önergesi TBMM Başkanlığına verildi. Meclis araştırma önergesini 2014 yılında ilk defa CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli tarafından verilmişti. İkinci Meclis Araştırma Önergesi Burdur Milletvekili Mehmet Göker tarafından 2016 yılında verilmişti. Bu yıl da Radyasyon Alanında Çalışan Personelin Sağlık Sorunları  İçin CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan tarafından Meclis Araştırma Önergesi Verildi.

Bu meclis araştırma önergesinin gerekçesi şu şekildedir;

5947 Sayılı Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 9 uncu Maddesi ile 3153 Sayılı Radyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun'a madde eklenmiştir. Söz konusu maddede ''İyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi ve araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan personelin haftalık çalışma süresi 35 saattir. Bu süre içersinde, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon dozu limitleri de ayrıca dikkate alınır. Doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken tedbirler ile aşıldığı taktirde izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer tedbirler Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir'' hükmü yer almıştır.

Söz konusu değişiklik Avrupa Birliği ile entegrasyon gerekçesi ileri sürülerek hazırlanmış ve bu madde ile radyasyonla çalışanların haftalık çalışma süreleri 25 saatten 35 saate çıkarılmıştır. Radyasyon görevlilerinin günlük mesai sürelerinde ‘’birim zamanda yapılan iş’’ önemsenmelidir. Avrupa ve OECD ülkelerinde bir radyoloji teknisyeni günlük mesai saatinde ortalama 20-25 hasta ve ortalama 50-60 ekspojur yaparken ülkemizde ise bir teknisyen ortalama 75-80 hasta ve ortalama 250 ekspojur yapmaktadır.

Radyasyonun insan sağlığına olan etkileri üzerine pek çok araştırmalar yapıldı. Mesele radyasyon olduğunda güvenli doz diye bir şey yoktur. Yüksek dozlarda radyoaktiviteye maruz kalındığında ise çok daha korkunç sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Dahası radyasyona bağlı değişiklikler vücutta üreme hücrelerinde ortaya çıkarsa gelecek kuşaklara aktarılabilir.

Yüksek radyoaktiviteye maruz kalma radyasyon hastalığına neden olarak, akut etkileri (determinist), mide bulantısı, yorgunluk, kusma, ishal, saç dökülmesi, kan kaybı, ağız ve boğazda yaralar, iltihaplar ve enerji kaybı gibi belirtilere sebep olur. Tüm vücudun radyasyona maruz kalmasından 5-10 dakika içerisinde ilk belirtiler ortaya çıkar. Çoğu vakada ölüm 2 hafta içinde gelir.

Radyoaktif maddeler vücutta tüm organları etkiler ama özellikle hızlı çoğalan hücreler radyasyona hemen cevap verirler. Örneğin deride kızarıklık, ülserasyon, üreme hücrelerinde sterilizasyon, gözde katarakt, saçlı deride saç dökülmesi, bağırsaklarda ishal ve bulantı bu reaksiyonlara birer örnektir. Bazı hücrelerde radyasyona geç cevap verirler. Beyin, omurilik gibi dokularda onarım çok zor olur.

Radyasyonun geç etkileri (sitokastik) ise seneler sonra ortaya çıkar. İkincil kanserler buna en güzel örnektir.

06/05/1939 tarih ve 4201 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname”nin 23 üncü Maddesi gereğince yıllık sağlık kontrollerimin yılda iki kez yapılması gerekmektedir. İlgili tüzüğün 23 üncü Maddesi “Röntgen ve radyom laboratuvarlarında çalışan bütün mütahassıs ve müstahdemlerin, senede iki defa kanları muayene edilerek küreyvatları sayılmak ve el vesair açık yerlerinin cildini muayene ettirmek mecburidir. Resmi müesseselerde bu muayenelerin icrası, o müesseselerin müdürleri tarafından takip olunur. Hususi müesseselerde, muayenelerin icra ettirilmemesinden sahipleri mesuldür. Bu muayenelerin neticeleri muntazam bir deftere kaydedilir. Bu muayeneler neticesinde görülecek arızalar iyi oluncaya kadar o kimsenin çalışmasına müsaade edilmez.” demektedir. Öncelikle radyasyon alanında çalışanların sağlık kontrollerinin düzenli yapılması gerekmektedir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 15 inci Maddesinin 4 üncü fıkrası gereği ‘‘Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet işverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz.’’ denilmesine rağmen çalışanlardan kesinti yapılmaktadır. Yine Radyasyon Güvenliği Yönetmeliğinin 71 inci Maddesinin e) fıkrasında ‘‘Radyasyon görevlilerinin istifa, emeklilik ve sağlık gibi nedenlerle görevlerinden ayrılmaları halinde, muayene sonucunda hekim tarafından gerekli görüldüğü takdirde radyasyon etkisi ile ortaya çıkabilecek durumların takibi veya tedavisine devam edilmesini sağlamak” denilmesine rağmen bu durumdaki radyasyon görevlilerinin takibi yapılmamaktadır. Uygulamadaki çarpıcı bir yanılgı hala radyobiyoloji ve hematoloji bilgileri çiğnenerek devam etmektedir. Bu yanılgı çalışanlara yapılan tam kan sayımlarının yeterli olduğu düşüncesidir. Oysa çalışanlar düşük ama süreğen dozlara maruz kalır. 20 msv ani ışınlanmalarda bile hemotolojik değişikliklere rastlanmayabilir. Çalışanların rutin kontrolleri tüm kan tetkikleri, tümör markırları ve tiroit tetkikleri üzerine yoğunlaştırılmalı ayrıca uygun zaman aralıklarında gen taraması yapılmalıdır.

Hasta ve personelin korunmasını sağlayacak bilimsel veriler, ulaşılması ve anlaşılması kolay bir şekilde sunulmalıdır. Radyoloji departmanlarının ruhsatlandırma ve lisanslanmasını yapan TAEK’in 30 personeli ile yurt genelinde hizmet verdiği bilinmektedir. TAEK’in cihazların lisansını 5 yılda bir verdiği ve buna karşın kalibrasyonlarını ve doğruluk testlerini yapmadığı da bilinen gerçeklerdir. Türkiye’de bir röntgen teknisyenine düşen hasta sayısının 10 bin 563, İngiltere’de 3 bin 48, Hollanda’da 3 bin 330, Almanya’da 2 bin 711, Fransa’da 2 bin 857 kişi olduğu bilinmektedir. Ayrıca radyoloji çalışanlarına yapılması yasal zorunluluk olan yılda 2 kere sağlık taramalarının yapılmadığı, günlük 7 saatlik mesaisinin de uluslararası anlaşmalara ve AİHS’ne aykırıdır. Avrupa Sosyal Şartı Madde 2/4 te ‘‘Devletler içinde bulunulan tehlikeli ve sağlığa zararlı işlerdeki riski ortadan kaldırmayı ve bu risklerin henüz yeterince azaltılamadığı ya da kaldırılamadığı durumlarda bu işlerde çalışanlara ücretli ek izin verilmesini veya bunların çalışma saatlerinin azaltılmasını sağlamakla yükümlüdür’’ denilmektedir.

“13.12.1983 tarihli ve 181 Sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ıncı maddesinin
a) fıkrasına göre, Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığının görevleri arasında tespit edilen politika ve hedeflere uygun olarak kanserle savaş hizmetlerini planlamak, uygulamak ve bu hizmetlerin organizasyonunu sağlamak;
b) fıkrasına göre, kanserle ilgili her türlü istatistikî bilgileri toplamak, araştırma ve incelemeler yapmak, yaptırmak ve özendirmek, kanserle savaşta gerekli koruyucu ve tedavi edici hizmetleri, bu bilgileri, araştırma ve inceleme sonuçlarına göre değerlendirmek, alınması gerekli tedbirleri tespit etmek, uygulamak ve uygulatmak vardır. Bu bağlamda;
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun soru önergesini yanıtlayan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu,"TÜİK verilerine göre; 2002 yılında kansere bağlı ölüm %12 iken, bu oran 2012 yılında %21'e ulaşmıştır" demiştir. Yani Sağlık Bakanı Türkiye'de kanser hastalığına bağlı ölüm vakalarının 10 yılda yaklaşık yüzde 80 oranında arttığını açıklamıştır. Ayrıca Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'de her yıl yaklaşık olarak 175 bin kişiye de kanser teşhisi konulduğunu yazılı soru önergesinde belirtmiştir.

Bu bilgiler ışığında Türkiye’de radyasyon alanında çalışan personelin sağlık sorunları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan çalışma saatleri artırılmıştır. Sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde Tamgün yasası kapsamında radyasyon alanında personel açığını kapatmak için günübirlik politikalar yüzünden sağlık personelinin sağlığı tehlikeye sokulmuştur. Bu nedenle TBMM İç Tüzüğü’nün 104 üncü ve 15 inci maddeleri ve Anayasa’nın 98 inci maddesi uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.

Meclis Araştırma Önergesi İçin TIKLAYINIZ


kaynak: tumrad.net/09.11.2018