Haziran ayında en az 124, yılın ilk altı ayında ise en az 840 işçi yaşamını yitirdi
İstanbul, Kocaeli, Ankara ve İzmir’in ardından Diyarbakır’da da ‘İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’ çalışması başladı. Trakya, Mersin ve Bursa’nın dinamizmine acil ihtiyaç var. İSİG Meclisi çalışması çok temel ilkelere dayanıyor ve bürokratik olmayan bir işleyişe sahip: Farklı mesleklerden işçilerin/emekçilerin oluşturduğu; hiçbir şirketten, uluslararası kuruluştan ya da herhangi bir kurumdan fon almayan, proje işi yapmayan; devletten ve siyasi partilerden bağımsız; sendika ve meslek örgütleriyle eşit ilişki kuran; şehir ölçeğinde örgütlü ama şehirler arası koordinasyonu seçilen temsilcilerin sağladığı merkeziliğe sahip, sağlıklı ve güvenli bir yaşam, çalışma koşulları için mücadele eden... Bknz: http://guvenlicalisma.org/hakkimizda
Tabi önümüzde duran en önemli soru şu: İSİG mücadelesi işçi sınıfının bütününün çıkarlarını savunacak kadar kapsayıcı ve kazanımlar sağlayacak kadar etkili bir harekete dönüşebilecek mi?
***
İşe giderken yollarda geçen saatler. İşyerinde güvencesiz çalışma koşulları: Uzun çalışma saatleri, iki kişinin yapacağı işi tek başına yapma, kötü yemekler, alınmayan iş güvenliği önlemleri, patrondan hakaret… Yaşamak için değil adeta çalışmak için yaşıyoruz!
Evet, işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesi bir bütün. Ancak en acıtan çıplak yüzü ise iş cinayetleri...
6331 Sayılı İSG Yasası yürürlüğe girdiğinden beri aylık ve yıllık iş cinayetleri raporlarını çıkarıyoruz. Gördüğümüz şu: İşçi ölümlerini, yaralanmalarını ve meslek hastalıklarını önlemek için devlet ve sermaye hiçbir adım atmıyor. Aksine işçilerin çalışma koşulları daha da kötüleşiyor ve üç otuz paraya önlenebilecek ölümlere davetiye çıkarılıyor. Birinci dertleri tabi ki daha fazla para kazanmak için İSİG önlemlerini almamak. Ancak bir de ‘beka’ sorunları var. O da işçilerin işyerlerinde hiç ses çıkaramaması, örgütlenememesi, söz ve karar haklarının olmaması, boyun eğmeleri ve tabi ki kapitalist sistemi sorgulayamamaları...
Bu süreçte Soma, Torunlar, Ermenek, 3.Havalimanı gibi onlarca katliam yaşandı. Ancak Soma örneğinde görüldüğü gibi patronlar serbest işçi ailelerini savunan avukatlar tutuklu. Ya da 3.Havalimanı’ndaki gibi iş cinayetlerini protesto eden işçiler dayak yiyor, tutuklanıyor ve hala davaları devam ediyor...
Gerçekleşen iş cinayetleri sayısına baktığımızda ise yıllık ortalama 1700 civarında olan işçi ölümleri sayısı OHAL ilanı sonrası yüzde 15 artarak 2000’lere ulaştı. Nedeni ise çok açıktı: Grevler yasaklandı, sendikal eylemler suç sayıldı, örgütlü işçiler dahi ‘ben bu makinede çalışmayacağım (bilmediğim işi yapmayacağım)’ diyemeyecek hale getirildi... Say say bitmez... Yani siyasal/ekonomik krizi aşmak için işçiler daha çok öl(dürül)dü...
Tabi ülkemizde büyük işçi katliamları her an yaşanabilir. Zonguldak madenleri alarm veriyor. İstanbul ve Kocaeli’deki fabrika yangınları yaşanabileceklerin habercisi. Artan çocuk, göçmen, kadın ve yaşlı ölümleri güvencesizliğin derinleştiğinin göstergesi. Bu anlamda net olarak konuşmak olanaksız olsa da, devlet ve sermaye hiçbir önlem almayıp keyfi rejimlerini sürdürse de; işyerlerinde ve ülkemizde gelişen hak mücadelesi ve ekonomik kriz (inşaatlar ve sanayi sektörü büyük bir durgunluğa girdi) nedenleriyle 2018 yılı yazından itibaren iş cinayetlerinde azalma eğiliminin başladığını/sürdüğünü söylememiz gerekir...
Haziran ayında 124 iş cinayeti: 6’sı çocuk, 17’si kadın ve 13’ü göçmen...
Yüzde 85’ini ulusal ve yerel basından; yüzde 15’ini ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla Haziran ayında en az 124 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi... Raporumuzda meslek hastalığı nedeniyle gerçekleşen üç iş cinayeti var. Oysa ILO ve WHO verilerine göre 1 “iş kazası sonucu ölüm” karşılığında yaklaşık 6 “meslek hastalığı sonucu ölüm” olmaktadır...
• Ocak ayında en az 159, Şubat ayında en az 127, Mart ayında en az 114 işçi, Nisan ayında en az 153 işçi, Mayıs ayında en az 163 ve Haziran ayında en az 124 olmak üzere; Türkiye’de 2019 yılının ilk altı ayında en az 840 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi…
• 124 emekçinin 90’ı ücretli (işçi ve memur), 34’ü kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor...
• Ölenlerin 17’si kadın işçi, 107’si erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım ve ticaret işkollarında gerçekleşti…
• İkisi 14 yaş ve altında olmak üzere altı çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım ve tekstil işkollarında gerçekleşti…
• 13 mülteci/göçmen işçi yaşamını yitirdi. Mülteci/göçmen işçilerin 6’sı Suriyeli, 5’i Afganistanlı, 1’i İranlı ve 1’i Özbekistanlı...
• Ölümler en çok tarım, inşaat, belediye/genel işler, taşımacılık, enerji, kimya, tekstil, ticaret/büro, madencilik ve metal işkollarında gerçekleşti. Bu ay tarımda ölenlerin en az yüzde 41’i ücretli. Yüzde 59’unu oluşturan çiftçi ölümlerinin ise bir kısmının başkasının tarlasını işleme ya da çobanlık vasıtasıyla ücretli olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmekle beraber net olarak bir oran veremiyoruz...
• En fazla ölüm nedenleri trafik/servis kazası, zehirlenme/boğulma, ezilme/göçük, elektrik çarpması, patlama/yanma kalp krizi ve yüksekten düşme...
• Haziran’da Türkiye’nin 55 şehrinde ve yurtdışında bir ülkede iş cinayeti gerçekleştiğini tespit ettik. En çok iş cinayeti İstanbul, Kocaeli, Trabzon, Antalya, Ağrı, Bursa, Aydın, İzmir, Tekirdağ ve Zonguldak’ta yaşandı...
• Ölenlerin 1’i (yüzde 0,8) sendikalı işçi, 123 işçi ise (yüzde 99,2) sendikasız. Diğer yandan ölen başka sendikalı işçiler de olabilir. Ancak kâğıt üzerinde olan sendikal üyeliklerinin gerçek bir örgütlülük olmaması ve birçok sendikanın ölen üyelerini sahiplenmemesi sonucu net bir bilgi verme şansımız olmadığını da belirtelim. Bu durum özellikle kamu çalışanı/memur sendikaları açısından daha da tespit edemediğimiz bir husus...
2019 yılının ilk altı ayında 840 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi…
• 693’ü ücretli (işçi ve memur), 147’si kendi nam ve hesabına çalışan (çiftçi ve esnaf)...
• 61’i kadın, 779’u erkek...
• On biri 14 yaş ve altında olmak üzere 33’ü çocuk...
• Çoğunluğu Suriyeli ve Afganistanlı olmak üzere 63’ü göçmen/mülteci...
• 205’i tarım, 165’i inşaat, 107’si taşımacılık, 54’ü belediye/genel işler, 48’i ticaret/büro, 32’si metal, 31’i madencilik, 25’i enerji, 25’i gemi/tersane ve 24’ü tekstil işkollarında...
• En çok ölüm trafik/servis kazası, ezilme/göçük, yüksekten düşme, kalp krizi, zehirlenme/boğulma ve elektrik çarpması nedenleriyle...
• 88’i İstanbul’da, 39’u Antalya’da, 38’i İzmir’de, 34’ü Bursa’da, 33’ü Kocaeli’de, 28’i Ankara’da ve 28’i Aydın’da...
• 14’ü sendikalı (yüzde 1,66), 826’sı sendikasız (yüzde 98,34)...
2019/ Haziran ayında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren 124 işçiyi saygıyla anıyoruz / İSİG Meclisi
Fahrettin Gegekli, Mustafa Eser, Hasan Karpuz, Rafet Özışık, Niyazi Şahin, Mustafa Kaya, Elif Urhal, Güler Gamze Bozkırlı, Metin Altınışık, Yunus Durmaz, Ziya Türkmen, Mehmet Ali İnan, İbrahim Ender Alp, Hasan Akbaş, Mehmet Emin Kızılçınar, Halil Akçasu, Süleyman Şahin, İsmail Gültepe, Fatih Şahinkaya, Kudbettin Kırengin, Celal Eraslan, Abdülmecit Öztürk, Abdurrahman Bilici, Mehmet Sait Bilici, Yusuf Öztürk, Ferhat Ayes, Şemsettin Çermik, Ercan Ateş, Seyit Akdemir, Kadir Karaduman, Hasan Çakar, Bahattin Gözet, Hakan Küçük, Ali Cankeser, Hacı Musa Demirci, Mahir Armut, Yusuf Gündoğdu, Faik Güçlü, Hüseyin Yiğit, Salih Zeki Genç, Abuzer Gül, Yaşar E., Arif Dal, Fahri Er, Levent Arslan, Mehmet Dönmez, Ömer Işık, İbrahim Layık, F.H., Ali Abdullah Osmanoğlu, Baki Turhan, Erdoğan Uzun, Ali Kemal Coşkuner, Asım Çelgin, Şahabettin Eneç, Serhat Ağu, Veysel Atılgan, Behçet Özbek, Semih Kublay, Bayram Çetin, Metin Saygılı, C.L., Doğukan Sarıoğlu, Döndü Keskin, Ahmet Sarıgene, İbrahim Özdemir, Niyazi Çelebi, Muzaffer Uysal, Vakha Aksat, Metin Çiçek, Süleyman Şimşek, Kamil Şimşek, Mustafa Dönmez, Süleyman Güldere, Mevlüt Doğan, İfaket Taş, Mehmet Özgün, Bahtiyar Yaylaevi, Servet Açık, Kemal Canbay, İbrahim Ayman, Hatice Başlı, Ahmet Karakaş, Davut Atıl, Emine Akkoç, Ahmet Gözüsarı, Ahmet Güngör, Naime Polat, Musa Polat, Pınar Polat, Nurullah Yıldırım, Ali Davut, Ali Nuri, Khamueoı Mahammad, Engin Eroğlu, Satı Gündür, Ali Kavak, Fadik Köse, Mümine İlhan, Yaşar Karahan, Erol Ayhan, Celalettin Elikan, Efendi Çam, Hüseyin Akyüz, Kazım Çadırlı, Ramazan Ateş, Recep Arslan, Yaşar Dağcı, Nevzat Haspulat, Rüstem Eroğlu, Mustafa Dinç, Hasan Yıldız, Mehmet N., İbrahim Halil Kılıç, Cemal Yavuz ve ismini öğrenemediğimiz dokuz işçi...
kaynak: guvenlicalisma.org/04.07.2019