Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi 47. Sayı çıktı

  11.10.2013   3953 okunma   

Yüksek binalar başta olmak üzere köprü, yol, tünel vb gibi çok yönlü işlevsel alan olan “inşaat sektörü” üzerinden ülke olarak tartışıyoruz; farklı bakış açılarıyla ‘sektör’ konuşuluyor, yazılıyor…

Hükümet tarafında; istihdamın ve reel siyasetin lokomotif gücü, tüm sektörlerin lideri olarak kabul edilen “inşaat sektörü” üzerinden makroekonomik hedefler, kısa ve orta erimli siyasi amaçlar, ekonomik yeniden yapılanma ve “büyüme” anlayışına araç olarak kullanılıyor. Sektör üzerinden yeni istihdam olanakları hazırlanarak, toplumsal etkilenimler yumuşatılarak, seçimlerde oy toplamanın da zemini hazırlanıyor ve iktidar olabilme/sürdürebilme planları yapılıyor.

Konunun uzmanları tarafında; kapitalizm adına en fazla kaynağın yaratıldığı, en büyük vurgunların yapıldığı, en fazla kamusal alanın (arsa, arazi) yağmalandığı “inşaat sektörü”, sermaye hareketliliğinin sürükleyicisi, ekonomik yeniden yapılanmanın ve büyümenin ‘kof’ da olsa tetikleyicisi olarak yorumlanıyor.

İnşaat sektörü pek çok sektör tarafından üretilen ürünleri girdi olarak kullanıyor ve verilen hizmeti bütünleştiriyor. Vasıflılar/vasıfsızlar ve özellikle “çıplak ayaklılar” başta olmak üzere değişik meslek grupları inşaat sektöründe emek yoğun çalışmanın aktörleri… İnşaat sektöründe “insan faktörü” üzerinden ucuz işçilik ve emek sömürüsü konuşulurken; emek yoğun çalışmada tükenen "insan bedeni" tartışılmayan taraf olarak kalıyor...

Devamını Okumak İçin Tıklayın...