Doktor Bir Annenin Feryadı! - Uzm. Dr. Sanem Eren

  12.06.2017   8226 okunma   

Ben 36 yaşında ve 12 yıllık bir doktorum. Tıp Fakültesini bitirdikten sonra ilk TUS'ta Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ihtisasını kazandım. 2011 yılında ihtisasım bitti ve mecburi hizmetimi Tatvan'da yaptım.

Tatvan Bitlis'in, Bitlis'ten büyük ilçesi olup, Bitlis'in birçok köyü Tatvan'a bağlıdır. Hele kış aylarında kar yolları kapattığında Van'ın bile bazı köyleri Tatvan'a bağlanıyordu. Çok yoğun bir mecburi hizmet dönemi geçirdim. Genel durumu kötü olan sevk edilemeyen hastaların başında sabahladım. Dokuz günlük bayram tatilinde çevre üniversitelere hatta özel hastanelere hasta gönderemediğim için hastanede yaşadım.

Süremin bitmesine iki ay kala da eşim o dönem Buca Kadın Doğum Hastanesi'nde uzman doktor olduğu ve bölge grupları uyduğu için 2012'de İzmir'e nakil oldum.

2014 yılında da Yan Dal Uzmanlık Sınavı'nda kendi branşımda Türkiye birincisi olarak Ege Üniversitesi Alerji-İmmünoloji Bilim Dalı'nı kazandım. Bu dönemde 45 yaşında olan ve  20 yıllık doktor olan eşim, çalıştığı hastanede ayda 5 nöbet tutmasından ve uyku problemine bağlı sağlık sorunları yaşamasından dolayı devletten istifa ederek emeklilik primini ödemeye başladı.

Özel sektörle devlette aynı anda çalışmanın serbest olduğu dönemde İzmir Buca'da muayenehanesi olan ve bu durumu kısıtlayan kanunla muayenehanesini kapatmış olan eşim, yine Buca'da yıllarca tanındığı, sevildiği ve tercih edildiği yerde kendi mülkü olarak bir muayenehane açtı.

 Yan dal ihtisasım sırasında geçirdiğim gebelik dönemi sonrası şu an 2 yaşında bir kızım var ve bu dönemde babası ile her kız çocuğun yaşaması gereken o tarif edilemez, eşsiz ve vazgeçilmez dönemi yaşıyor.

İleride erişkin hayatta sahip olacağı özgüven ve kendini gerçekleştirme özelliklerinin temellerinin atılacağı dönem....

Benim yan dal ihtisasım ise bu yıl sonu bitiyor ve mecburi hizmet yükümlüsü olarak beni bilmediğim bir il bekliyor.

Eşimin muayenesini kapatıp yanıma gelmesi mümkün değil. Benim kızımı bırakıp gitmem de... Aile bütünlüğümüz kesin olarak zarar görecek. Ve kızım bu yaşta babasından uzak kalacak. Ailemin sağlık sorunları var ve benimle gelmeleri mümkün değil.

Kızım ve ben bilmediğimiz bir yerde yalnızlığa mahkum olacağız. Bu durumda o kadar çok kadın doktor var ki...

Bazısının eşi avukat, bazısının mühendis ve özel sektörde çalışıyorlar. Bir mühendisin küçük bir ilde iş bulması kolay mı? Hem de eski işini de kaybederek.  Örnekler çoğaltılabilir.

Çevremde bu şekilde mağduriyet yaşayan çok insan var. Mutsuzluk ve çaresizlik içinde olan doktorlar nasıl kendilerini çalıştıkları yere verebilecek?

Ben eş durumum olmadığı takdirde çalışmayı bile bırakmayı düşünüyorum. Anadolu lisesi sınavında ilk 100, fen lisesi sınavında ilk 150, üniversite sınavında ilk 1500'e giren, TUS'ta 69. olan ve buna rağmen çok da yüksek puan gerekmediği halde sadece çok sevdiğim için pediatri seçen ben çalışmasam mı acaba diyorum.

Ülkeme faydalı olmak yerine evde mi otursam?

Bizi bu sınıra getiren sebepler neler?

Diğer tüm meslek gurupları eş durumu tayini yaptırabilirken stratejik personel olmamızdan dolayı eşim 20 yıllık doktor olmasına rağmen beni yanında tutamıyor.

Yaklaşık 1,5-2 yıl önce aynı şartlarda olan bazı arkadaşlarım mecburi hizmete gittikten sonra kanun değişikliği ile geri döndüler.

Şimdi kazanılmış haktır diye yeni durumdan etkilenmiyorlar. Ben doğum yapmasaydım o dönemde ben de bitirmiş olacaktım. Onlarla benim durumum arasında ne fark var?

Ben ve benim gibi mağdur pek çok arkadaşım adına yazıyorum ve bu konuda biraz daha insaf edilmesini rica ediyorum.

Eş durumu yapabilmek için "Sosyal güvenlik prim ödeme gün sayısı stratejik personel bakımından iki katı olarak uygulanır ve stratejik personelin atanma talep ettiği yerin 5. ve 6 . hizmet bölgesi veya C ve D hizmet grubu il olması şarttır." şeklinde gece yarısı eklenen madde ile biliyor musunuz ki yeni adaletsizlikler doğacak?

Herkes büyükşehirlere eş durumu istemiyor. Örneğin Kütahya'ya eş durumu isteyenin isteği olacak, İzmir'e isteyenin olmayacak. Bu insan haklarına aykırı diye düşünüyorum. Sizler herkesin sırf büyükşehirde yaşamak için hile yaptığını düşünüyorsunuz büyük olasılıkla. Evet öyle sahtekarlar var. Eş durumu için sahte evlilik yapanları da duyduk. Ama bence asıl yapılması gereken bu durumdaki kişilerin tespit edilebilmesi için daha büyük emek harcamak  ve evinden eşinden uzağa gitmemek dışında bir arzusu olmayan bizim gibilerin mağduriyetinin giderilmesi için düzenlemeler yapmaktır.

Eşi akademik kadroda olan kişiler eşi başka bir yerde çalışamayacağı için eş durumu yaptırabilirken (zaten olması gereken de bu), kendi mülkünde muayenehanesi olan eşim örneğinde özel sektörde çalışan ve yerinden ayrılamayacak kişilerin yaptıramaması bir çifte standarttır. Ve yeni düzenlemeyle yeni çifte standartların da yolu açılacaktır.

Saygılarımla

                                                                                                                                                        
kaynak: medimagazin.com.tr/10.06.2017