Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 3. Ulusal Kongresi Sonuç Bildirgesi

  24.02.2012   3829 okunma   
Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 3. Ulusal Kongresi, sekiz meslek örgütü, iki sendika’nın yürütücülüğünde örgütlendi ve 18-20 Kasım 2011 tarihleri arasında yaklaşık 350 kişinin katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi. Kongre’de dört panel, üç konferans, altı alanda toplam 18 oturumla Grup Çalışmaları ve “Türkiye Sağlıkçılar Meclisi” Forumu yer aldı.
 
Kongre’de Tartışılan Konular ve Alınan Kararlar;
1) Kapitalizmin yapısal krizi ve sermaye sınıfının bunu aşmadaki çaresizlik taşıyan ve aslında iflas eden çözüm çabaları halen devam etmektedir. Bu çabalardan birisi de 1970 sonrası kapitalist ve kapitalistleşen ülkelerin sağlık dahil tüm kamu hizmetlerinin piyasalaştırılması, ticarileştirilmesi, uluslararasılaştırılması kısacası metalaştırılması olmuştur.

2)Beraberinde uluslararası sermaye aktörlerinin patentini taşıyan ‘Sağlık Reformu’ başlığıyla
 a) Sağlık Bakanlıkları’nın düzenleyici ve denetleyici fonksiyonlarla sınırlandırılması
 b) Birinci basamak sağlık hizmetlerinde Aile Hekimliği sistemine geçilmesi
c) Özel sağlık kurumlarının desteklenmesi
d) Kamu sağlık hizmetlerinin özerkleştirilmesi ve/veya özelleştirilmesi
e) Sosyal Güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması önerilmiştir.
Sağlık Reformu pandemisine dönüşen bu politikalar, bir söylem olarak eşitliği sağlayacağını, sağlık hizmetlerinin herkese sunulacağını ve sağlık hizmetlerinin niteliğini arttıracağını iddia etse de bizler bunların aksinin yeniden üretildiğine tanıklık ettik. Ayrıca ülke deneyimleri ve bilimsel bulgular da bunu desteklemektedir.

3) Sağlık reformlarının bir etkisi de sağlık emek sürecinin yeniden yapılanması üzerine olmuştur. Bu yapılanmayla, sağlık emekçileri sayısal esneklik, fonksiyonel esneklik, ücret esnekliği, üretim sürecinde esneklik, işyerinin esnekleştirilmesi ya da uzaklaştırma stratejileri gibi esnek üretim biçimleriyle karşı karşıya kalmıştır. Bunun sonucunda;
- Piyasalardaki talep değişikliğine ve yeni teknolojik uygulamalara göre sağlık emekçilerinin sayısının belirlenmesi
- Uluslararası emek-gücü göçü
- Her ne kadar sağlık hizmeti üretimi kadın emeğine dayalı bir sektör olsa da son yıllarda erkek emeğinin yoğun olduğu mesleklere kadınların, kadınların yoğun olduğu mesleklere ise erkeklerin dahil olması ve bu durumun giderek artmaktadır.
- Bunların yanında, kamusal istihdam politikalarının kısıtlanmasına ve plansız sağlık emek-gücü yetiştirilmesine bağlı olarak özel sektörde çalışma oranları artmıştır.
- Sağlık emekçileri daha çok tedavi edici sağlık hizmetlerinin verildiği ve teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı hastanelerde istihdam edilmeye başlamıştır.
- Belirli süreli sözleşmeli çalışma, kısmi süreli sözleşmeli çalışma, yarı zamanlı çalışma, geçici çalışma, çağrıya dayalı çalışma, zorunlu çalışma sürelerinin artması ve tele çalışma gibi esnek istihdam uygulamaları hız kazanmıştır.
- Sağlık kurumlarında toplam kalite yönetimi, kalite çemberleri ve insan kaynakları yönetimi gibi ‘yeni’ hizmet, yönetim ve denetim biçimleri uygulanmaya başlamıştır.
Tüm bunlar, özde sağlık emekçilerinin mutlak ve göreli emek sömürülerini yeniden artırırken ve sağlık emekçilerini denetim altına alırken, ideolojik olarak sağlık emekçilerine olumlu, gerekli ve zorunlu durum ya da sonuçlar olarak yansıtılmış ve büyük çoğunluk tarafından benimsenmesi sağlanmıştır.

4) Bu emek süreci, sağlık emekçilerinin önlenebilir ve korunabilir olan işe bağlı risklerine, meslek hastalıklarına, iş kazalarına, sakatlık, iş görmezlik durumlarına ve hatta ölümlerine dahi yol açmaya devam etmektedir. Kısacası topluma sağlık hizmeti sunan sağlık emekçilerinin sağlığı bozulmuştur.

5) Ne yazık ki, bu sorunlara sıkça maruz kalınması, bunların tekil, birbirinden bağımsız olaylar olarak görülüp, bir bütün olarak ele alınmaması, nedenlerinin çalışanların bilgisizliği ve eğitimsizliğine bağlanması ve sorunun boyutu “gerçek nedenlerin” görünür olmasını engellemekte ve bu sorunları “olağan”laştırmaktadır.

6) Bilindiği gibi Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 2 Kasım 2011 gece yarısı Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Sağlık reformlarının kurucu Anayasası niteliğini taşıyan bu Kararname, Bu Kongre’de de “Türkiye Sağlıkçılar Meclisi” forumu ile değerlendirilmiş ve oybirliğiyle reddedilerek Yok hükmünde olduğuna karar verilmiştir.

Bunlardan yola çıkarak;
A) Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Kongresi’nin iki yılda bir emek örgütlerinin katılımının da arttırılarak sürdürülmesi
B) Bir sonraki Kongre’ye kadar Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Çalışma Grubu’nun çalışmalarına devam etmesi
C) Sağlık kurumlarında birinci basamak sağlık hizmeti düzeyinde, finansmanı genel bütçeden karşılanan, ekip hizmeti ile yürütülen, sağlığın geliştirilmesini ve korunmasını esas alan ve üretimden gelen gücünü kullanabilen “İşçi Sağlığı ve Güvenliği” birimlerinin kurulması
D) “İşçi Sağlığı ve Güvenliği” biriminin sunduğu hizmet karşılığında sağlık emekçilerinden katılım/katkı paylarının alınmaması
E) Gerek mesleki gerekse sendikal örgütlenmede “sağlık çalışanlarının sağlığı konusunun öncelenmesi ve bizatihi örgütlenmenin aracı olarak daha fazla kullanılması
F) Sağlıkçı öğrenciler de sağlık emekçileri gibi benzer tehlike ve risklerle karşı karşıya olduğundan, sağlık emekçilerinin sağlığı kapsamına öğrencilerin de dahil edilmesi ve mücadeleye aktif katılımlarının sağlanması
G) Meslek hastalığı şüphesi olan tüm sağlık emekçilerinin mevzuata uygun süreç takip edilerek, tanı almalarının sağlanması ve hukuksal girişimlerin yaygınlaştırılması
H) Meslek hastalıklarının ve iş kazalarının kayıt altına alınması için gerekli çalışmaların sürdürülmesi
I) Eşit, parasız ve nitelikli sağlık sistemi için tüm emekçilerle birlikte mücadeleye devam edilmesi kararı alınmıştır.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 3. Ulusal Kongresi
Kongre Yürütme Kurulu